17 Mayıs 2009 Pazar

Sinema Tarihinin En Sadistik Sahneleri

Cannibal Holocaust (1980);

Ruggero Deodato'nun belgeselimsi filminin aslında bir çok sahnesi sadizm oscarlarına aday gösterilebilir. Yerlilerin turist rehberine tecavüzü akabinde kazığa oturtması en iyi sadizm oscarının en güçlü adayıdır kanımca.
Leave Her to Heaven (1945);

Femme Fatale olduğu kadar da sapkınlık derecesinde kıskanç olan Ellen Berent Harland'ın kocasının belden aşağısı felç olan küçük kardeşini gole ölüme terketmesi ve kendisinin botta sakince oturup olan biteni izlemesi.

Hannibal (2001);

Hannibal Lecter'imiz peşinde dolaşmasına gıcık olduğu idealist Dedektif Paul Krendler'i akşam yemeğine davet etmesi, mönüde Paul'un kendi beyninin özenle kesirilip pişirilmesi, ve bu yemeği afiyetle yiyen Paul'un tüm bu yemek işlemi boyunca ayık ve kısmen bilinçli olması sadistliğin önde gideniydi. Ama yakıştı mı Anthony Baba'ya? O da yakıştı.

Irréversible (2002);
Monica Bellucci'nin canlandırdığı karakter Alex'e Metro alt geçitinde tecavüz edilişi. Tecavüzü sadistik olarak bi' yere ayırmak Japon Sineması'nın Batoru Rowaiaru gibi incilerine haksızlık olarak addedilmesin. Sadistlik tecavüz sahnesinin tam 9 dakika olarak gerçek zamanlı, non-stop devam etmesiydi. Alex'ten ziyade izleyenlerin izleyenlerin çoğu için tam bi' işkenceydi.

Hallowen (2007);

Serinin 2007 yılına ait filminde Rob Zombie imzasının bir yapıma neler katabileceğinin en açık ispatlarından biri. 10 yaşındaki Michale Myers'in annesinin sevgilisinin beynini bat vasıtasıyla dağıtması da filmin ekstra sadist sahnelerinden.

Faces of Death (1978);

John Alan Schwartz'ın yazıp yönettiği filmin bir çok karesi aşırı sadist öğeler içermekte. Daha korkunç olanı ise bunların tamamının gerçek kareler olması. Filmin hemen hemen bütün dünyada yasaklandığı ya da en özgürlükcü ülkelerde bile yaş sınırlamasıyla izlettiriliyor olması sanırım film hakkında yeterince bilgi verecektir. Aslında sadizm alanında baz alınabilecek bir çok sahneye ev sahipliği yapsa da keyif için canlı maymunların kafalarının kırılmasına mütaakip beyinlerinin yenmesi insanların ne kadar sadist olabileceğini gözler önüne seriyor.


Saw II (2005);

Başlı başına sadistlik ürünü Testere serisinin ikinci bölümünde Michael'in Mr. Jigsaw'ın Venüs Flytrap'ından kurtulmaya çalıştığı sahnenin bende yeri ayrıdır.

Casino Royale (2006);

Kötü adamımız LE Chiffre, yakışıklı James Bond'umuz Daniel Craig'i bir sandalyeye oturtarak ajanımızı tarihte az rastlanır işkence örneklerinden biriyle (Hayalarına kalın bir ip yardımıyla vurarak) banka şifresini öğrenmeye çalışması.

Farmhouse (2008);

Sadist eş Lilith'in evinde misafirperverliğin en uç noktalarını gösterdiği Scarlet'in dizini rendelemesi.

ve şimdilik son olarak, Salò o le 120 giornate di Sodoma (1975);

Bu filmden hangi kareyi secsek otekisine ayip olur.. o yuzden butun bolumleri ve butun kareler deyip detaya girmeden birakiyorum.. bu filmden hangi kareyi seçsek ötekisine ayıp olur. O yüzden bütün bölümleri ve bütün kareleri detaya girmeden bırakıyorum. Afişi için buyrunuz;

Fatih'den Not; Bu filmden birçok kareye ulaşmanız için bi' yazı yazmıştım. Onu inceleyin; LINK burada. Afişi de aynı posttan inceleyebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.