30 Ağustos 2010 Pazartesi

Stone (2010)

Şu anda acınası bir haldeyim. Hoparlörleri olmayan bir bilgisayarda, Robert De Niro ve Edward Norton'un, Milla Jovovich ile birlikte başrollerini paylaşacakları Stone filminin fragmanını izliyorum(Niro ve Norton daha önce The Score adlı filmde de birlikte anılmışlardı. Bunu da bilin istiyorum.). Bu sessiz fragmanlardan anladığım kadarıyla deli bir film geliyor. Suç filmi. Böyle ikili oynayan bir kadın felan, güzeldir bu tarz şeyler. Bir de Edward ve De Niro gibi iki ismi, o Jovovich adlı insanlık dışı kadınla birlikte izlettirme vaadederse, izlenmesi kaçınılmaz oluyor. Olmuyor değil.

İş ve özel hayatımdaki yoğunluklar sebebiyle biriken filmlere bir de bu eklendi. Hoş, çarşamba günü Inception ve The Expendables filmlerini izleme ihtimalim var ama onlar harici yine bir yığın film var izlemem gereken. İşte Machete, The Last Exorcism, The American, Tamara Drewe(L), Splice ilk aklıma gelenler. Ne yapacağım hiç bilmiyorum. En son şöyle ağız tadıyla bir film izlemeyeli ne kadar oldu, onu dahi çıkaramıyorum. Öyle ki ben günde 1 film izlemeden uyuyamayan bir insandım. Şimdi düştüğüm şu duruma bakın.

"Hayat :)"

(LOL)

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Cehennem (???)

BASIN BÜLTENİ


3 boyutlu film çekerek Yeşilçam’ı dünyada ilk 10’a soktular

3D Cehennem, Yeşilçam’ı dünya sinema sektöründe 10 numara yaptı

Dünya film endüstrisinde her yıl binlerce film çekiliyor. Ancak bunlardan sadece 200’ü 3 boyutlu… Çünkü sadece 9 ülkede bu teknoloji kullanılabiliyor ve dünya film endüstrisine bu ileri teknoloji hizmetini verebilmek çok mühim bir iş olarak görülüyor. Avatar’dan sonra izleyicinin 3 boyutlu filmlere ilgisi oldukça arttı. Sinema sektörünün duayenlerine göre üç boyutlu film modası yıllarca sürecek, geçici olmayacak. Birçok sinema salonu oynatabilmek için dünyada 3 boyutlu film arıyor, yapımcı ve yönetmenler 3D film çekmek istiyor ancak bu hizmeti verebilen laboratuar, post-prodüksiyon hizmetleri sınırlı sayıda ülkede var. Bu hizmeti verebilen ülkelerin peşinden koşuluyor. Milyonlarca euro’luk bir pazar hacmine sahip olan sektörde artık Türkiye’de var. Bir çılgınlık yaparak Cehennem adlı 3 boyutlu film çekme cesaretini gösteren yapımcılar Coşkun Tözen, Burak Saraçoğlu, Selva Alemdar ve teknik olarak bu filmi dünyaya kazandıran Fono Filmin sahibi Cemal Okan, Türkiye’yi bu sektörde 10. ülke yaptılar. Cehennem bir gerilim filmi. Hollywood ve Bollywood’dan sonra 3 boyutlu filmler ile Yeşilçam, Greenwood olarak dünya film sektöründe adından bolca bahsettirecek gibi. Zira Amerika ve Almanya başta olmak üzere sinema sektörünün önde gelen ülkelerinden filmi daha post prodüksiyon aşamasında izlemek üzere önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecekler. Türkiye’nin ilk 3 boyutlu filmi Cehennem, 1 Ekim 2010 tarihinde vizyona girecek.


Filmin Künyesi:

Yönetmen : Biray Dalkıran
3D Director : Erkan Cerit
Görüntü Yönetmeni: Doğan Sarıgüzel
Yapım : Fono Film, Hayalet Filmevi ve Oskar film
Yapımcılar : Cemal Okan, Coşkun Tözen, Burak Saraçoğlu, Selva Alemdar
Senaryo : Biray Dalkıran
Tür : Türkiye’nin ilk 3D korku filmi
Oyuncular : Ogün Kaptanoğlu, Tuğba Melis Türk, Pelin Eriş, Serhan Süsler
Dağıtım : Medyavizyon
Gösterim Tarihi : 01 Ekim 2010


Not: Cehennem Filminin tüm medya iletişimi Artı Yaşam İletişim tarafından yapılmaktadır. Röportaj, haber, fotoğraf ve bilgi taleplerinize en kısa sürede cevap vermekten memnuniyet duyarız.


Iyi çalışmalar
Artı Yaşam İletişim
Aysu Doğançay

Phone : +90 212 292 7969
Fax : +90 212 262 7102
Gsm :+90 533 252 5691


Bu üstte gördüğünüz bilgileri birisi bana mail olarak geçmiş. Sanırım Siyah Sinema aracılığında ulaşan bir mail olsa gerek. Bu sektörde blog sayfalarının öneminin ne kadar yüksek olduğunun insanların anlamasına şahit olmak güzel bir şey. Gelen postanın içeriğini özetlemek gerekirse, Türkiye'nin ilk 3D yapımı hakkında bilgi vermişler. Filmin adı "Cehennem". Araştırmadığım için hangi tarihli çıkış yapacağını ve bunlar gibi şeylerden haberdar değilim ama gerçekten güzel bir gelişme olduğunu düşünüyorum. En azından heyecan verici. Yönetmeni Biray Dalkıran, 2008 yılı "Cennet" adlı filmin yönetmeni. Bu kez cehennem ile geliyor, hem de 3D.

Bakalım bakalım, hayırlısı olsun!


8 Ağustos 2010 Pazar

Star Wars Facts


Kaan Sezyum'un blog sayfasından geliyor. Adamlar Star Wars filminin özetini görselleşmişler, leziz olmuş yani. Leziz bir çalışma gerçekten. Görselin üzerine tıklayıp, uzun uzun inceleyin.

Not2: "Neden Star Wars yazmıyorsun?" sorusuna cevap veremiyeceğim. :).

Robert De Niro & Al Pacino

Hüseyin twitter sayfasında paylaşmış. Beni taglayarak tabi. Ben de buradan ulaştırayım istedim. #Heat ve #Righteous Kills filmleriyle gözlerimizi ve gönüllerimizi dolduran, 2 veteran sinema sanatçısının yıllar önceki, siyah beyaz bir karesi.

Şu üstteki fotoğrafta 2008 yılından. Righteous Kills filminin galasından. The Godfather filmindeki baba-oğul ilişkisine ters gitmiş gibi sanki. Fotoğrafı IMDb'den kırptım. :).

6 Ağustos 2010 Cuma

Machete (2010) #5

Siyah Sinema ile ilgilenemem bir yana dursun, film izlemek için dahi zaman oluşturamadığım şu dönemde bir köşede Inception beklerken, diğer köşede Machete'nin de vizyona gireceği ve/veya internete düşeceği anı beklemenin acısını yaşarken, internete girebilme imkanı bulduğum bir anda Machete'yi araştırırken buldum kendimi. Elime Google Reis aracılığı ile geçen birkaç fotoğrafı paylaşayım istedim. Tabi herkesin rahatlıkla bulabileceğini bildiğim bu fotoğrafları paylaşmamın bir sebebi elbette var. O da; Birazcık olsun hevesimi kırmak. Şöyle buyrun;

1 Ağustos 2010 Pazar

Zodiac (2007)

Fight Club, Se7en, Benjamin Button, Panic Room gibi filmlerin yönetmeni, güzel insan David Fincher'in müthiş bir filmi (daha).

Başrolünde şeker insan Maggie Gyllenhaal'in kardeşi Jake Gyllenhaal'ın boy gösterdiği filmde, Robert Downey Jr., Mark Rufallo, Brian Cox gibi müthiş oyuncuları da izleme imkanına sahipsiniz. O anlamda çok doyurucu bir film. Hikayesi Robert Graysmith diye bir adama ait. Filmdeki Dirty Harry filmine olan göndermeden dolayı gerçek bir hikaye veya olaydan esinlendiği açık. Araştırmak lazım.

David Fincer'in telefon zili sesine boğduğu ve cinayet sahnelerini, özellikle filmin açılışındakine dikkat, bezediği müziklerle çoşturduğu bu başyapıtından dolayı ayrı bir ödüllendirmek gerek diye düşünüyorum.

Çok vurucu bir seri katil filmi, helal olsun. :)

Not: Sayfayı çok boşladığımın farkındayım. Çok fazla sıkıntım var. Bir yandan onları çekerken, öteki taraftan da deliler gibi yazmak istiyorum. Hoş, film izlemek için de vakit bulamıyorum ya, o da başka bir derdim. Inception filmini bile henüz izleyemedim, siz düşünün artık. :(. Hüseyin. :(.