13 Ocak 2012 Cuma

RZA - Shock Me

Arkadaşlar, umarım iyisinizdir. Ben fena sayılmam. Birkaç sıkıntım var, bunların dışında hayatım iyi gidiyor. Şu blog ile ilgilenememekten şikayetçiyim. Bunu da bilin isterim. Bunları karalamak için fırsat kolluyordum, sonunda yakaladım. Hazır yazmışken de, RZA'nın hiçbir albümde yayımlanmamış bir parçasının linki geçti elime. Buradan paylaşıyorum. Akşam da eve gidince ben de dinlerim.

Şöyle;



Kaçtım. :).

1 Ocak 2012 Pazar

Sherlock Holmes: A Game of Shadows (2011) #3


Öldüm sanmıştınız değil mi? Ölmedim. Hala hayattayım. Sadece fazla hayatta olduğum için, sanala pek uğrayamıyorum. Film izleyecek zamanım olmuyor. Film izlesem blog yazabilecek vakti bulamıyorum fişmekan. Fakat bir Sherlock Holmes manyağı olarak bu film hakkında birkaç şey karalamam gerekiyor. Şimdi ekran görüntüsü paylaşmayacağım için, evvelden belirteyim; Filmi kız arkadaşım ile birlikte sinemada izledim. Bunu bilin de sonra sinirli mailler yazmayın "hani ekran görüntüsü lan!?" diye.

Öncelikle Moriarty'den başlamak gerekiyor sanırım. Aslında biraz sıkıcı bir durumdu bu. 2. sezonu bugün yayımlanacak olan-belki de yayımlandı-"Sherlock" dizisiyle birlikte, A Game of Shadows filminin de konusu, Sherlock'un azılı düşmanı Moriarty olacaktı. E bu bağlamda da ister istemez çeşitli kıyaslamalar olacaktı yani. Şimdi dizinin ilk sezonuyla birlikte, ünlü Robert Downey Jr,'lı ve genç kızların sevgilisi Jude Law'lı film kadrosunu, diziyle karşılaştırma fırsatı bulmuştuk ama ilk filmde Moriarty olmadığı için, bu karşılaştırmayı yapamamıştık. Bugün ikinci filmi izledim. Pr. James Moriarty'i canlandıran Jared Harris'i gözlemledim ve tıpkı diğer karakterlerde olduğu gibi, yine bir muamma içinde kaldım. Diziyi takip eden, hemen hemen, herkes bir Moriarty sevgisi taşır ama filmdeki Moriarty'i de görünce aklınız yerinden oynayabilir, "uyarmadı" demeyin... Guy Ritchie'nin ve senaristlerin de yüklediği anlam ile, tüm dünyayı alt üst eden bir Moriarty söz konusuydu ki sormayın gitsin. Zaten poster olarak da O'nun için hazırlanmış olanı tercih ettim, yukarıdan inceleyin. Şapkası biraz delikanlıyı bozar fakat gerisi perfecto. Neyse. Moriartyler'i karşılaştırmışken, unutmadan Sherlock'un ağabeyi Mcbilmemne'yi de karşılaştırıyorum; Sonuç film için berbat. Dizideki "Küba'da seçimler varken ofisten dışarı çıkamam..." cümlesini kuran adam ile filmdeki kardeşinin en yakın dostunun taze eşinin karşısında anadan doğma takılan bir adam olmuş, kötü değildi ama garipti.

Filme gelince, beklediğim gibi çok iyiydi. Fazla bahsetmeye gerek yok; Guy Ritchie'nin kıvrak zekası, Sherlock Holmes olayının çekiciliği ve oyuncu kadrosunun kalitesiyle muhteşem bir yapıt çıkmış ortaya.

Herkese tavsiye ederim. Özellikle aşağıda ss'sini paylaşacağım kaçış sahnesi ve Sherlock Holmes ile James Moriarty'nin karşılaştığı satranç maçı sahnesi.

Lezizdi resmen.