12 Ocak 2009 Pazartesi

66. Altın Küre Ödülleri

"2008 Altın Küre Ödülleri; Jennifer Lopez En İyi Erkek Drama Oyuncusunu açıklarken..."

Şahsi kanaatim, Sinemanın Oscar ödüllerinden sonra gelen en ciddi ödülleri olan Altın Küre (Golden Globe)'nin 66.ları sahiplerini buldu. Sinema ve Televizyon olarak 2 kategoriye ayrılan organizasyonun, beni ilgilendiren kısmı tabi ki de Sinema tarafıydı. Bu açıdan bakınca da, gecenin tacı töreni 4 ödül ile kapatan Slumdog Millionaire filmiydi. Winslet iki farklı filmde, biri "yardımcı" olmak üzere iki en iyi bayan oyuncu ödülünü aldı. Diğer ödüller;

En iyi Drama filmi; Slumdog Millionaire (2008)

Belki de en azılı rekabetin yaşandığı kategori buydu. The Curious Case of Benjamin Button (2008), Frost/Nixon (2008), The Reader (2008), Revolutionary Road (2008) gibi filmlerin arasından çıkıp gelmek, ki bunu da yanında 3 adet daha ödül alarak yapmak gerçek bi' başarı. En azından bence öyle...

En iyi Müzikal ya da Komedi filmi; Vicky Cristina Barcelona (2008)

Bu konuda yorum yapmam söz konusu olamaz. Zira filmi izlemedim. Aslında Burn After Reading'in ödül almasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyordum. Daha doğrusu Burn After Reading'in bu ödülü almayı hak eden bi' film olduğuna inanıyordum. Şimdi işler karıştı, VCB'yi izlemek farz oldu. Burn After Reading'i geçebildiğine göre, kaydadeğer olmalı...

En iyi Erkek Drama Oyuncusu; Mickey Rourke, The Wrestler (2008)

Bu da enteresan oldu. Belki de bi' nebze "Hadi gençler, şu ödülleri hep aynı adamlara vermekten bıktık." imajı çizmekti. Bilmiyorum, The Wrestler'i de izleme fırsatı bulamadım. Yani Leonardo DiCaprio ve Brad Pitt'i geride bırakmış ya, bize de "helal olsun!" demek düşer.

En iyi Bayan Drama Oyuncusu; Kate Winslet, Revolutionary Road (2008)

Direkt; Haketti. Zaten çok iyi oyuncu.

En iyi Erkek Komedi ya da Müzikal Oyuncusu; Colin Farrell, In Bruges (2008)

Yorum yok. Ha-ha-ha!! Şaka yaptım (!). Şimdi şöyle, iyi oyuncu. Etkili rekabet yok. Normaldir...

En iyi Bayan Komedi ya da Müzikal Oyuncusu; Sally Hawkins, Happy-Go-Lucky (2008)

Bu bayanı tanımıyorum. Filmi de izlemedim. Buna hakikatten yorum yok.

En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu; Heath Ledger, The Dark Knight (2008)

Bu ödülü bu adam almalıydı. Öbür türlüsü törene gölge düşürür, ödülün prestijini yerle bir ederdi. The Dark Knight'daki performansını görmezden gelmek imkansız, öyle değil mi?

En iyi Yardımcı Bayan Oyuncu; Kate Winslet, The Reader (2008)

Normaldir.

En iyi Yönetmen; Danny Boyle, Slumdog Millionaire (2008)

İşte burada biraz kafam karışıyor. David Fincher'in The Curious Case of Benjamin Button filmine hiç mi bi' şey yok? Ne bileyim, bi' teselli felan verselermiş. "Amorti" hesabı...

En iyi Senarist; Simon Beaufoy, Slumdog Millionaire (2008)

Bu filmi bugün izlemeliyim.

En iyi Orijinal Şarkı; "The Wrestler" The Wrestler (2008)

En iyi Orijinal Beste;
"A.R. Rahman" Slumdog Millionaire (2008)

En iyi Animasyon Filmi; WALL·E (2008)

Zaten IMDB'de de müthiş bi' çıkış yapmıştı.

En iyi Yabancı Dil -İngilizce Olmayan- Film; Vals Im Bashir (2008)

Diyecek bi' şey yok. İsrailli bi' yönetmenin Lübnan'daki iç savaş ile ilgili çektiği bi' şeyler. İzleyeceğim fakat fazla da gerilmek istemiyorum açıkcası...

6 yorum:

  1. Yazı güzel olmasına güzel de nedensen Altın Küre sadece sinema ödülleri veriliyor gibi bir görüntü oluşmuş. Amerikan televizyon dünyasının da en önemli ödüllerini verdiler. ( Emmy'den sonra tabi... )

    YanıtlaSil
  2. Yazi guzel demisin fakat yaziyi okumamissin arkadasim, :). Ya da su paragrafi gecmissin.

    "Sinema ve Televizyon olarak 2 kategoriye ayrılan organizasyonun, beni ilgilendiren kısmı tabi ki de Sinema tarafıydı."

    YanıtlaSil
  3. Fatihcim onu yazman benim için bişi farketmiyor. :) Sonuçta televizyon dünyasının en seçkin ödüllerinden birisidir. İnsan bakar bi hangi diziler izleniyor, neler var diye. İnsan dizilere bu kadar mı Fransız olur. Ben sana ufak bir laf çarpmak istemiştim ama sen lafı Fransızca sandın galiba. :)

    YanıtlaSil
  4. İnsan doğru düzgün izlemeden nasıl sevmiyorum der merak ediyorum. House ( O kadar bahsettim izlemiş gibisin zaten ) , Gossip Girl ( Dallas'ı geçebilecek entira dolu gençlik dizisi :P ) yada Madmen ( Kurtlar Vadisi Amerikano diyorum ) şunlara bi bak bence başlangıç olsun

    YanıtlaSil
  5. Şimdi canımın için, aynen şöyle;

    Dizi olayını sevmiyorum. Bi' istikrar gerektiriyor, falan... Sürekli bi' şeye bağımlı olmak. Hoşuma gitmiyor. Ha, geçen gaza geldim. Dedim, "The Sopranos" adlı diziyi çekeyim. Ufak bi' araştırma yaptım, hatırladığıma göre 6 sezon oynanmış. 40 küsür GB. ediyor.

    Demem o ki; Bilgisayarda da yer yok üstadım, nasıl indireyim de izleyeyim, :P.

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.