10 Mart 2009 Salı

Mad Max 2 (1981)

Adından da anlaşılabileceği üzere, serinin 2. filmi. 1.'si hakkındaki yazı, arşivde mevcut. Ufak bi' fare hamlesiyle ulaşabilirsiniz.

Film yine, yolların savaşcısı Max üzerinde dönüyor. Tıpkı ilk filmde olduğu gibi. Tuhaf ses ve görüntü efektleriyle garip bi' hal alan filmin en güzel yanı sadeliği ve ilk filme oranla bi' miktar düşmüş olsa da, amatör ruhu.

Başrolde, Mel Gibson'un canlandırdığı Max karakteri, ilk filmdeki aile babası Max'e göre daha az konuşan, travma içerisinde bi' şekle bürünmüş. Tıpkı içerisinde bulunduğu dünya gibi. Durumu ise hiç iç açıcı değil. İlk filmde vurulan bacağı iyileşmiş, fakat hala daha sendeliyor. Böyle garip bi' hal almış. Psikolojisi bozuk, o da tıpkı çevresindeki suçlular gibi, iğrenç bi' yaşam sürüyor ve adeta benzin için canını tehlikeye atmaktan geri durmuyor.

1 lt. benzin için birbirlerini yemeye hazır olan insanlar, bana şu gerçek hayatta takip ettiğimiz savaşları hatırlattı. Yani, George Miller, insanlığın ne kadar aciz bi' olgu olduğunu, bana bi' kere daha hatırlattı.

İlk filmden pek bi' farkı yok. Konusu biraz daha geniş. Bi' de Max karakterinin yaşadığı dünya değişmiş. O kadar. Sonuç olarak izlenmesi gereken bi' film. Tabi 1.'sini izlediyseniz...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.