17 Mart 2009 Salı

The Human Stain (2003)

Bugün genel olarak rutin işleyen hayatımın en eğlenceli bölümü, yani günlük işlerimi bitirdikten sonra evime adım attığım dakika adeta uzun yıllardır film izlemiyormuşum gibi hissettim. Sonrası malum, elimde neler olduğunu kontrol ettim. İlk bakışta gözüme çarpanlar, Will Smith'in gişe rekorları kıran filmi I Am Legend, Coel Brothers diye andığımız kardeşlerin 2 filmi (Ladykillers ve The Big Lebowski) ve 2008'in iddialı filmlerden Twillight'e sahip olduğumu gördüm. Daha sonra da bu The Human Stain dikkatimi çekti. Durup dururken merak ettim ki hiç huyum değildir. Hangisi düşerse O'nu izlerim fakat bu defa öyle yapmadım. Açtım IMDb'yi kontrol ettim. Bu filmi, diğer filmleri izlemek yerine, seçmemin birkaç sebebi vardı. 1.'si 1 Romandan uyarlanmıştı. 2.'si enfes oyuncu kadrosuydu. Takdir edersiniz ki bi' Hopkins'i, bi' Kidman'ı, bi' Ed Harris'i ve bi' Gary Sinise'ı öyle her zaman izlemek nasip olmuyor.

Filmi Robert Benton adlı bi' ağabey yönetmiş. Roman ise Philip Roth'a ait. -Aynı kişinin başka bi' romanından American Pastoral adlı bi' filmide, 2009 ortalarında vizyona girecek. En azından şimdilik elimdeki bilgi bu yönde.- Romanı senaryolaştıran 1945 doğumlu ve Nicholas Meyer adlı bi' sinemacı.

Az önce de belirttim. Oyuncu kadrosu harika. Doğal olarak oyunculuk da öyle ki bunun üzerine de kaliteli bi' hikaye oturunca iyice tadından yenmez bi' hal almış film. Konusu ise aşağı yukarı, Tek bir kelime yüzünden hayatı mahvolan ve her şeyini kaybeden bi' adamın, ölümcül derecede tehlikeli, yine aynı adamın tabiriyle "ateş gibi bi' kadın" ile tanışması ve bunun ardından da koskocaman bi' adam olarak yeniden aşık olmasıyla başlayan bi' hikaye. Gerçi filmi izleyince anlayacaksınız ki, filmin başı-kıçı belli değil. Hikaye iyice yayılmış ve çok ağır işliyor. Tabi bu cümleden dolayı, "Öf ya, kim izleyecek böyle ağırbaşlı, aşırı ciddi filmi..." gibisinden bi' fikre kapılmayın. Oyunculuk o kadar iyi ki, gözünüzü ekrandan ayıramayacaksınız.









Not: Şu yazıdan sonra bu filmi izlemem de ilginç bi' tesadüf oldu.

Not2: Nicole Kidman'ın canlandırdığı Faunia Farley adlı karakterden bi' yandan tiksinecek, bi' yandan da söz konusu karaktere içten içe saygı ve sevgi besleyeceksiniz.

Not3: Ece, senin izlemen lazım bu filmi. Sonra çok dua edeceksin bana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.