24 Ocak 2010 Pazar

Scent of a Woman (1992)

Şöyle arada sağlam kar yağmasa, oturup 2 tane film çakamıyorum. Özellikle üstadın başrolünü üstlenmiş olduğu ve daha önce izlemediğim bi' filmini uzun zamandır izlememiştim. Dün bu orucumu Scent of a Woman ile bozdum ki bu filmi daha önce izlememiş olmama sevinmem ya da üzülmem gerektiğini anlayamadım.

Sene 1992, Scent of a Woman filmindeki performansıyla Al Pacino'ya "En İyi Erkek Oyuncu" dalında Altın Küre'ye layık görülüyor.
Lt. Col. Frank Slade: Women! What can you say? Who made 'em? God must have been a fuckin' genius. The hair... They say the hair is everything, you know. Have you ever buried your nose in a mountain of curls... just wanted to go to sleep forever? Or lips... and when they touched, yours were like... that first swallow of wine... after you just crossed the desert. Tits. Hoo-ah! Big ones, little ones, nipples staring right out at ya, like secret searchlights. Mmm. Legs. I don't care if they're Greek columns... or secondhand Steinways. What's between 'em... passport to heaven. I need a drink. Yes, Mr Sims, there's only two syllables in this whole wide world worth hearing: pussy. Hah! Are you listenin' to me, son? I'm givin' ya pearls here.
Üstteki gibi enfes monolog ve diyaloglarla bezenmiş, Martin Brest yönetmiş. Yine bi' roman uyarlaması. Giovanni Arpino'nın romanı. Senaryolaştıran ise efsane One Flew Over the Cuckoo's Nest filmini de senaryolaştıran adam, Bo Goldman. Al Pacino'nun kör bi' emekli yarbayı canlandırdığı drama. Acayip bi' dostluk hikayesi. Acayip. İnsanı alıp götürüyor. "Keşke biz de yaşasaydık be böyle şeyler..." dedirtiyor. İnsanın boğazındaki o yumruyu daha bi' yutması zor hale getiriyor. Hele o üstadın Tango sahnesi yok mu? Ya da Tango sahnesinden hemen önce genç arkadaşına verdiği kız tavlama dersini? Kadını tanımlarken hissettirdikleri? Adamı mest ediyor. Peki ya son sahne? Okuldaki mahkemede, adeta And Justice For All... filmindeki konuşması gibi bi' konuşma yapması. Çok büyük adamsın be üstad. Bize bıraktıkların çok iyi. Umarım hiç ölmezsin. Çok acayip bi' duygu bu. Belirli aralıklarla Al Pacino filmi izleyip, yine mest olmak ve bu adamdaki üstün aktörlük yeteneklerine şaşırmak. İlginç. İnsana, lise döneminde rüzgarını bulamamış yelken halini hatırlatıyor. Ünlü müzik gruplarına, aktörlere özendiğimiz yılları... Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyuncusundan, en büyük aktörlük performanslarından birisi bu filmde işte, sakın kaçırmayın...

Aslında bu kez, "Bu filmi izleyin." gibisinden bi' tavsiyede bulunmaktan ziyade "Al Pacino'nun bütün filmlerini izleyin." demeliyim sanırım. Birilerinin de bu adamın hakimiyetini kabul etmemeye dirensin dursun. Hüseyin.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.