2 Ocak 2010 Cumartesi

The Fugitive (1993)

Head Illinois State Trooper: I don't want to tell you how to do your job...
Deputy Marshal Samuel Gerard: [on his police radio] Put the helicopter on the bridge!
Head Illinois State Trooper: ...but only one man in a million can survive that fall. The guy is fish food.
Deputy Marshal Samuel Gerard: Fine. Go get a cane pole, catch the fish that ate him.
Star Wars'tan çıktım yola ve fakat kendimi The Fugitive filminde buldum. Aslında bilim kurgu sinemasına zerre ilgi duymamama rağmen, zaman zaman bazı yapımlar dikkatimi çekiyor. Star Wars izleme fikri de, henüz birkaç gün önce beynimde yer edinmişti. Bunun sebebi de, bi' sohbet esnasında Star Wars serisinin 1977 yılında çekilen ilk filminin aslında 4. sırada olduğunu ancak George Lucas'ın sırayı hikayeyi esrarengiz bi' şekle sokmak için karıştırdığını söylemesiydi. Sevgili dostum Hüseyin de, sağolsun, üşenmemiş ve bana söz konusu filmleri arşivinden çıkartıp verdi. Ben de bugün izlemeye karar verdim. Kararı verdim vermesine ama beynim buna karşı çıktı ve seyir esnasında inanılmaz derecede sıkıldım. O kadar sıkıldım ki, bi' ara uykuya daldım.

İşte bu hayal kırıklığı beni başka bi' filme yönlendirdi. O filmde bambaşka bi' dostumun tavsiye ettiği The Fugitive filmi. Başrolünde Star Wars serisi, Apocalypse Now, Blade Runner, Indiana Jones serisi, American Graffitti gibi harbi yapımlardan hatırladığımız Harrison Ford ve MIB serisi, Tommy Lee Jones gibi 2 usta oyuncu yer alıyor. Hikaye güzel. Klasik polisiye; Suçlu/Suçlu olduğu sanılan kişi kaçar, obsesif dedektif kovalar. İyi hikaye yani. Işın kılıcı felan yok içinde. Müzikleri enfes. Diyaloglar hakikatten leziz. Yönetmen Andrew Davis... Holes, The Guardian ve A Perfect Murder gibi filmlerden hatırlayabilirsiniz ki bence en iyi filmi bu, müthiş iş çıkartmış. Filmin kurgusu muazzam. Hikayenin akışı çok net. Seyirciyi kasmayan ve olayları derinlemesine inceleme fırsatı sunan Flash Back olayındaki başarısı. IMDb'de 7,8 not almasına rağmen bu kadar az duyulmuş olmasına da şaşırdım doğrusu...

Neyse, bu filmi bana tavsiye eden dostuma teşekkür eder ve ben de sizlere bu filmi kaçırmamanızı öneririm.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.