10 Temmuz 2010 Cumartesi

Ejder Kapanı (2010)

Eşikya gibi bir eseri hayatımıza kazandıran, Türk Sineması'nın en iyilerinden olan Uğur Yücel'in yönettiği film. Senaryosu da Kubilay Tat adlı birisine aitmiş.

Kenan İmirzalıoğlu ve Uğur Yücel başta olmak üzere, Berrak Tüzünataç, Nejat İşler ve Ceyda Düvenci'nin de insanı sıkmayan iyi performansları ve "Eh işte." senaryosuyla sonuna kadar izledim. Fazla kritik yapmaya gerek yok. Zaten şu aşamadaki Türk Sineması sebebiyle, filmleri değil, olayı daha geniş açıdan görüp, sektörü konuşmamız lazım.

Neden Türk Sineması 10 yılda 1 ya da 2 iyi filmden öteye gidemiyor?

Bence bu sorunun cevabı basit, belli bir konseptimiz yok. Hani Kuzey ülkeleri depresif film çeker. Fransızlar aşk ve kana yoğunlaşır. Latinler sokağı anlatır. Fakat Türkler? Türkler ne anlatıyor? Yarım yamalak komediler mi? Yoksa Amerikan Aksiyon filmlerine inceden göz kırpıp, biraz Se7en, biraz Saw, biraz The Usual Suspects sentezi, ancak "Geçer Not/10 üzerinden 4 felan" verebileceğiniz filmleri mi anlatıyor?

Oysa, tıpkı Eşkiya gibi ya da Ağır Roman gibi onlarca etnik hikaye varken, garipleşmenin ve değişmeye öykünmenin gereği ne? İşte film biter bitmez, kendi kendime sorduğum soru budur. Yine de her şeye rağmen hız kesilmesin. Yine de yeni yeni filmler yapılsın, daha fazla yoğunlaşılsın bu sektöre... Umutsuzluk saçmak istemem ama belki 10-15 seneye kadar kendimize ait bir yol buluruz.

Uğur Yücel de çok yaşlandı. Al Pacino gibi olmuş. Biraz daha kilolusu. :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.