24 Eylül 2012 Pazartesi

Dirty Harry (1971)


David Fincher'in sene 2007'de izleyiciye sunduğu Zodiac filminde konu aldığı seri katilin de bulunduğu ama seri katili değil de katilin peşindeki polisin hikayesini anlatan bir film. Dört filmlik serinin ilk filmi. Az önce de dediğim gibi, eğer katili daha çok merak ediyorsanız, bir de Zodiac'ı izleyebilirsiniz. (http://www.imdb.com/title/tt0443706/). Gerek oyuncu kadrosu, gerek hikayesi ve yönetmenin performansıyla beraber müthiş bir filmdir.

Dirty Harry de öyle. Çok fazla övülen, izlenen ve sevilen bir seri olduğunu yıllardır bilerim. Hatta Zodiac filmi çıkmadan önce dahi izlemek istediğim filmlerdendi. Fakat bir türlü izleyemiyordum. En az üç ya da dört defa niyet ettim. Fakat enteresandır, her defasında çok yorgun anlarıma denk gelmiş olacak ki, eğleniyor olmama rağmen uyuyakalıyordum. Neyse ki nihayet izledim.

Garip bir yapım. Öncelikle belirtmekte fayda var. Hikaye San Fransisco'da geçiyor. Benim de yakın dostlarımdan birisinin bir dönem öğrencilik yaptığı yer. Bu sebeple inceden bilgi sahibiyim diyebilirim. Mesela filmimizin başrolünde Clint Eastwood'un canlandırdığı Dedektif Harry Callahan, tam bir homofobik. Bunu homoseksüellerin kendisine yanaştığı sahnelerdeki tavırlarından anlayabilirsiniz. San Fransisco da dünya üzerindeki en yoğun homoseksüel nüfüs oranını barındıran eyaletmiş. Böyle bir ayrıntı mevcut.

Diğer taraftan filmi incelediğimiz zaman çok çok çok övebileceğim bir film değil ama yine de bazı yanlarını gözardı edemeyiz. Tıpkı Dolar üçlemesi, yani özellike The Good, the Bad and the Ugly filminin kendisinden sonra çekilen yüzlerce Western filme ilham olduğu gibi, bu seri de yüzlerce polisiyeye ilham olmuştur. Yönetmen Clint Eastwood ile birçok projede birlikte çalışmış Don Siegel. E başrolde, İYİ SİLAH KULLANMANIN ÇOK YAKIŞTIĞI Clint Eastwood var. Yanlarında da şu efsanevi katili canlandıran ve Andrew Robinson ve John Vernon var. 

Yine de sorsanız, özellikle film için ne istenildiği bilinerek yapılmış kaliteli müzikler ve yönetmenin o döneme rağmen kullandığı gayet başarılı çekim tekniklerine rağmen, senaryo anlamında iyi bir Cüneyt Arkın filmi izledim diyebilirim. Özellikle katilin elinde, şakağına silah dayanmış bir rehine varken, risk alıp, çok zor bir atışla katili vurma tribi, ilk defa bu filmde mi yapıldı bilmiyorum ama, öyle de olsa pek sevimli değil ya. Fakat Harry'nin filmin başında, banka soygunu sahnesinde kurduğu cümleyi, filmin sonunda da kurmasını sağlayarak seyirciye aslında suni karizma peşinde olan ne kadar tırt bir insan olduğunu göstermesi güzel bir ayrıntıydı.

Eyvallah.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.