21 Şubat 2010 Pazar

The Wolfman (2010)

Sherlock Holmes vizyondan kalkmıştı. Ben "Ejder Kapanı'na mı girsek?" dedim, O kabul etmedi.

Joe Johnston yönetmiş. 1999, October Sky filminin yönetmeni. Şimdi bu tip "Batman", "Superman", "Wolverine" gibisinden süperkahraman hikayelerine, Christopher Nolan'ın Batman: The Dark Knight filminin, olumlu yönde, etkisi oldu. Herkes "Demek ki bu tip süperkahraman ve/veya doğa üstü yaratık filmleriyle de gerçek izleyicinin dikkatini çekebiliyormuşuz." demişler gibisinden bu filmlerin yönetmenleri de olayın kolayına kaçmak yerine, işlerine felsefe katmaya başladılar. Bu filmde de o nokta dikkatimi çekti yani.

Ayrıca yönetmenleri bi' tarafa bırakıp, oyunculara döndüğümüzde de durum aynı. Eskiden "Patlamaya yapmaya çalışan oyuncular için" şeklinde tanımlanan bu filmleri bugün en harbi oyuncular bile reddetmiyorlar. Hadi Anthony Hopkins ömrü boyunca psikopat kötü lider adamı oynamaktan hiç kaçmadı ama kanatimce müthiş bi' oyuncu olan Porto Rikolu Benicio Del Toro'nun böyle bi' şekli hiç yok. (Sin City'deki sineklik miktar hariç.). Anthony Hopkisn ve Benicio Del Toro'nun yanında da, o klasik elbiseler içerisinde gözüme bi' başka gözüken (The Young Victoria 2009'da da öyleymiş sanırım...)Emily Blunt ile Matrix'in Ajan Smith'i Hugo Weaving vardı ve böyle sıradan bi' filmde oyunculuğa doydum açıkcası.

Filmdeki kurtadam tasfiri de iyiydi. 2 kurtadamın birbirleriyle dövüşmeleri, bunların baba-oğul olmaları ve Anthony Hopkins'in oyunculuk dersi çok iyiydi.

Filmi övemiyorum. Zaten dar çerçeveli bi' hikaye olan Kurtadam'dan fazlasını beklemek de yanlış olurdu. Sonuçta Kurtadam bu, yapacağı şey vahşet, parçalamak, karın deşmek, kafa uçurmak ve bunlar gibi şeyler. Eğer bunları görmeye eyvallahınız varsa, bunlar filmde mevcut, gönül rahatlığıyla gidebilirsiniz.

Ama ben demiştim Ejder Kapanı'na gidelim diye. :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.