14 Temmuz 2009 Salı

Vantage Point (2008)

Ne yalan söyleyeyim, aslında bu filmi izlemeden önce "Propaganda amaçlı yapılmış, sıradan Amerikan filmi." gibisinden bi' endişem vardı. Ancak yönetmen Pete Travis ve senarist Barry Levy beni yanılttılar. İşin ilginç yanı, bu iş, yönetmeninin de senaristinin de ilk ciddi sinema deneyimi. Pete Travis bunun üzerine 2009'da Endgame adında bi' şey yapmış, aslında O'nu da incelemek lazım.

2000 senesinden, Guillermo Arriaga'nın yazdığı bi' Amores Perros vardı. İşte bu filmin kurgusu tıpkı Amores Perros'a benziyor. Sadece işi biraz daha ilerletmiş ve bakış açısı sayılarını 8'e çıkartmışlar. Aslında filmin sloganı olayı çok güzel özetliyor; "8 Strangers. 8 Points of View. 1 Truth." Her şeyden önce, senaryo ve yönetmenlik teknikleri üst düzeyde kullanılmış. Konu da kötü değil, kurgu da. 8 farklı çift gözden incelenen gizem dolu bi' suikast ve bunu ekrana 8 farklı gözün bakış açısıyla yansıtırken gizemini yitirmeyen bi' hikaye. En son bağlama da süper. O bütün dünyanın kahrının unutturulması ve küçücük bi' kızın hayatının bitip-bitmemesi üzerine ufak beyin fırtınaları... Hakikatten güzeldi.

Ayrıca ilk paragrafta da belirttim, büyük bi' beklenti içerisinde Amerika'ya övgü dolu bi' proje beklerken karşıma çıkan müthiş toplumsal eleştiriye "Hayran kalmadım." demem ciddi haksızlık olur. Tamam, birçok Amerikan filminde hain Amerikalı ajana rastlamıştık ama hiçbir Amerikan filminde pestile dönmüş Alman marka aracın içerisinden sağ çıkan bi' adam hiç görmemiştim.

Unutmadan filmdeki oyunculuk performansının da gayet iyi olduğunu söylemem lazım. Özellikle Forest Whitaker ve Ayelet Zurer'in performanslarını mercek altına alarak film üzerinde konsantrasyon sağlayabilirseniz, alacağınız hazzın boyutunu yükseltebilirsiniz.

Uzun zamandır izlemek istiyordum, bu geceye kısmetmiş. İyi geldi be. :).

İyi seyirler...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.