17 Aralık 2012 Pazartesi

Looper (2012)


What are you doing Joe? I told you run!

Bilimkurgu filmlerinden pek hoşlanmasam da ZAMANDA YOLCULUK hadisesi her zaman ilgimi çekmiştir.  Aslında imkansız gibi gözüken bu fantastik olay o kadar heyecan vericidir ki "ULAN YA BİRGÜN GERÇEK OLURSA?" sorusunu sormadan edemediğimiz için bilimkurgunun bu ayağını asla tamamiyle terk edemedim. Looper'ı da o hevesle ve son yıllardaki sinemadaki düşüş de göz önünde bulundurmak ile birlikte çok düşük bir beklentiyle izledim. Gerçi yanılttı beni. Benim düşüncem, daha çok klasik vizyon filmleri gibi gişeye koşması için tasarlanmış ve oyuncu kadrosu da olabildiğince iyi tutulmak suretiyle maksimum izlenmeyi yakalayıp, bir noktalara ulaşma hevesi taşıyan bir film beklerken kendimi birden bire yapılmış en ama en iyi bilimkurgu filmlerinden birinin içinde buldum. (Tabi bu iddialı ifadeyi, bilimkurgu sevenler belki de hoş karşılamayacaklardır. Eğer öyle bir şey varsa, paylaşırsanız seviniriz.)

Ama neden? Bunun birkaç sebebi var.

1- Senaryo:

Zamanda yolculuk yapmak" teması üzerinden yazılmış fakat iş bambaşka boyutlara taşınmış. Yani olayın asıl merkezi zamanda yolculuk yapmaktan ziyade bu yolculukların oluşturacağı sonuçlar üzerine tasarlanmış. Öyle ki zaman makinası, filmde onlarca zamanda yolculuk olayına şahit olunmasına rağmen, yanlış hatırlamıyorsam koca filmde yalnızca bir defa gösteriliyor. Sene 2044. Yani yakın gelecek. Doğaldır, uzak gelecekten çok daha ilgi çekici bir süreç. İşte bu zamanda, dünya kıyamet öncesine yaklaşmış bir halde ve kaosun hüküm sürdüğü bir noktaya ulaşmanın eşiğindeyken, çok güçlü mafya organizasyonlarınca yönetilmektedir ve bu mafya organizasyonlarının talebi doğrultusunda "Looper" adı verilen tetikçiler türemiştir. Bu "Gümüş" karşılığında işlerini icra eden kişilerin görevi, yakın gelecekteki mafyalar aracılığı ile o güne gönderilen birilerini infaz etmektir. (Neden infaz edilecek kişinin geçmişe gönderildiği filmde daha ayrıntılı bir şekilde veriliyor.) Aslında bazı kişilikler için gayet güzel(!) gözüken bu işin sonucu biraz sancılıdır. Zira emeklilik kararı alan tetikçilerin yapmaları gereken son şey; gelecekteki hallerinin infazını yapmak ve döngüyü kapatmaktır. İşte bizim Joseph Gordon-Levitt'in canlandırdığı tetikçi de bu döngüye karşı çıkan bir arkadaşının başına gelen felaketlere canlı tanık olduktan sonra kendi infazını da beceriksizlikle elinden kaçırınca olaylar gelişir.

Of.

Genelde bu blogda spoiler vermekten kaçınmam ama senaryo da yazmam. Bunu yazdım, çünkü bu yazıyı okuyan herkesin filmi izlemek istemesini sağlamaya çalışıyorum. Gerçekten muhteşem bir senaryo. Yazının girişinde belirttiğim gibi hikaye zaman yolculuğu merkezinden çıkartılıp, bu eylemin sonuçlarına odaklanmış.

2- Kurgu:

Enfesti. Canımı sıkan tek ayrıntı; Filmin ikinci yarısının başındaki aşırı duygusal travmalardı. Yani böyle muhteşem bir iş yapmış sineamacının filminde böyle nüanslara "gişe", "seyirci tarafından akılda kalmak/sevilmek" ve "genel sinema kurallarına sadık kalmak" gibi aptal sebeplerden dolayı yer veriyor olması çok acı gerçekten. Neyse işte... O bölüm harici müthiş bir kurgu mevcuttu. Hoş, geçenlerde bira arkadaşımla izlediğim Timecrimes adlı filmden, bu anlamda düşük olduğunu hissetmiş olmam çok fazla heyecanlanmamı engellemiş de olsa, bu durum kurgudaki başarıyı değiştirmedi. Yine yukarıda belirttiğim gibi sadece zaman makinasını bir defa gördüğümüz ve görüntü efektleri anlamında da sıradan bir görüntü efekt uzmanı ile çalışarak sağlanabilecek birkaç efektin dışında ekstra bir çaba gerektirmeyen sahneler ile hikaye o kadar iyi aktarılmıştı ki, yönetmen Rian Johnson'un başarısına değinmemek elde değil. Ayrıca üstteki maddede atladım, senaryo da kendisine ait.

3- Kadro:

Bu noktada, artık Rian Johson ya da her kimin parmağı varsa eli öpülür yani. Başrolde Joseph Gordon-Levitt, Bruce Willis ki birbirlerinin geçmiş ve geleceklerini oynayan bir ikili için muhteşem bir seçim olmuş, yan rollerde Emily Blunt, Jeff Daniels gibi gerçekten iyi oyuncular. Yandan Paul Dapo (Ufak bir roldü. Sanırım gelecekte çok daha fazla defa kendisini perdede izleyeceğiz. Çok yetenekli.), Piper Perabo gibi oyuncularla desteklenmiş ve leziz bir iş çıkartılmış. Zaten oyunculuk anlamında sıkıntı yaşamayacak bu kişiler, inanılmaz da bir uyum yakalamışlar. Bir de o ufak velet çok iyi oynamış. :).

Bilmiyorum sizler ne düşüneceksiniz ama ben açıkcası çok beğendim. Biraz filmin sonu kendi adıma beklenen bir şekilde bitti ama yine de o vurucu anlamı başarıyla verdiği için de pek midemi bulandırmadı açıkcası. Bir de şimdi şu ZAMANDA YOLCULUK hususunda esaslı bir araştırma yapasım geldi. İlk nerede dile getirildi? Bu konuda çalışmalar var mı, yoksa söylentiler birer hikayeden mi ibaret? Çalışmalar varsa ne durumdalar? Bir de tezler yazmak lazım. "Eğer ZAMANDA YOLCULUK sağlanırsa dünyaya etkisi ne olur? Kötüye kullanılır mı? İnsanlığa bir faydası dokunur mu? Yasalarca kontrol edilmesi gerekir mi?" sorularını yanıtlamak lazım filan. :). Şöyle Wikipedia'dan girip, gizli kaynaklardan çıkasım geldi de daha bir film izleyecek zamanı zor bulabildiğimiz için biraz zor tabi.

Neyse, iyi seyirler. Bir de Öteki Sinema'daki şu yazıyı atlamayın tabi; http://www.otekisinema.com/looper-yapim-notlari/








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.