"Hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biriydi.". Ne kadar meşaketli bir cümle değil mi? Şöyle diyelim, "2009'da izlediğim en iyi filmlerden biri.". Heh, bu daha iyi oldu. Şöyle desem? "Inglorious Basterdz filminden bile iyi...". Kızdınız değil mi? :)
Yazarı, yönetmeni, yapımcısı Coen kardeşler olduğundan fazla söze gerek yok aslında ama yine de bir kaç noktaya değinmek gerek.
Filmde denk gelince dank etti. Sanıyorum "Somebody to love" şarkısı böyle bir film yapılsın diye yazılmış yıllar önce. Çünkü bu kadar cuk oturamaz. Otursa bile, bu kadar uyum sağlayamaz. Bilemiyorum. Eski şarkıları tekrardan hatırlatıp, eskisinden daha fazla sevdirebilmek de ancak böyle iyi filmlerle olur sanırım. Başka yol aklıma gelmiyor. "Anısı var..." bile hafif kalır bence. Coen kardeşler olunca, kara mizah ve zeka kokan senaryo pek ekstra bir şey gibi durmuyor ama diğer türlü baktığınızda bu tip ayrıntılar olayı tamamen kopartıveriyor işte.
"Zeka kokuyor." denir ya, ben de dedim az önce. Tam bu film böyle işte. Bakıyorsun, eskilerden bir sahne, böyle ilkel şartlarda yaşamdan kesitler, batıla saygı göstergeleri. Simgesel anlatım coşuyor öyle. Sonra ne oluyor? O ilkellik birden bire kendisini çağımızın, uygar toplumumuzun(!) en baba simgelerinden birine dönüyor, taşınabilir müzik çalara. Onun kulaklığından çıkageliyor film adeta... Playlist olayında da en üstte "Somebody to love" çalıyor. Hasta fikir.
Hayır yani... Bir daha düşünüyorum da böyle bir şey gerçekten yok. Şu Hollywood'da böyle bir film yapmak da yürek işi yani. Yok olup gitme mevzusu var. Belki maddi anlamda Coen kardeşler için bir külfet yaratmaz bu durum ama sonuçta emek diye de bir şey var. Yanlış anlaşılma var, var da var! Şimdi bir Yahudi ortamını bu kadar naif bir şekilde gösterirken, aynı anda itin makatına sokabilmek bir kabiliyet meselesi, bunu kabullenebilmek gerek bence. Gerçi bu zeka pırıltılarının aydınlattığı kompozisyonun uyandırdığı tepki de bazı şeylere ket vurabilir. Tıpkı geçen gün 14 yaşındaki ağabeyinin laptopunu kıran 4 yaşındaki dünya şekeri kardeşi için "Fatih abi, çok kızdım O'na. Tam dövecektim ama suratına baktığımda yapamadım." derken aklına gelen hislerin aynısı işte. ÖF!
Sakın kaçırmayın bu filmi. O efsanevi oyunculuğu kesinlikle kaçırmayın. Başrolde Michael Stuhlbarg var. Müthiş bir adam. İzleyin işte, uzun etmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için hiçbir engel teşkil etmez. Kelime doğrulama istemez, denetim beklemez. Öyle güzel bir yer burası.